TRT İmamoğlu davasını yayınlamalı ama nasıl?..

Başlıktaki sorunun cevabını vermeden önce, vergilerimizle oluşan milyarlık kaynakları har vurup harman savurduğu yetmiyormuş gibi, gözü kapalı iktidar yandaşlığı yapan ve bu nedenle tüm inandırıcılığını yitiren koca TRT’nin nereden nereye savrulduğunu anlatayım:

★★★

...Seçim günü yayını hazırlıkları aylar öncesinden başlamıştı.

Haber Dairesi Başkanı Doğan Kasaroğlu, Almanya’da WDR yayın kuruluşunda çalışan, aynı zamanda TRT ve Milliyet gazetesinin de muhabirliğini yapan “Bambino” lakaplı büyük gazeteci, rahmetli Örsan Öymen’i arayarak, yeni görevini tebliğ etti:

“Pılını pırtını topla, acele Ankara’ya gel. Seçim programını sen sunacaksın.”

Başkanın çağrısı üzerine, hiçbir hazırlık yapmadan hemen başkente gelen Öymen, kendini yayın heyecanı ve telaşının içinde bulmuştu.

★★★

Tüm ekibin büyük bir özveri ve insanüstü çabayla çalışmasına rağmen “Seçim Özel” programı öncesinde hiç umulmadık aksilikler yaşanıyordu.

Yayın zamanı gelip çatınca, alarma geçildi ve saatler 21.00’i gösterirken, Televizyon Haberleri Müdürü Zeki Sözer’in tok ve kararlı sesi stüdyoda yankılandı:

“Arkadaşlar seçim sonuçlarını yayınlamaya başlıyoruz. Dia hazır, müzik hazır... On, dokuz, sekiz, yedi, altı, beş, dört, üç, iki, bir... Dia’yı al, bandı ver!”

Ama o da ne?

Ses teknisyeni “bandı ver” komutunu duyar duymaz, elinde tuttuğu ses bandını Zeki Sözer’e uzatmıştı!.. ‘

Elinde ses bandıyla kameraya yakalanan Sözer de resim seçiciye “Örsan’ı göster, ona kes” diye bağırmak zorunda kalmıştı!..

Ama aksilikler bitecek gibi değildi.

Bu kez de Örsan’ı görüntüleyen kamera arızalanmıştı!..

Kem küm ederek durumu kurtarmaya çalışan Öymen de topu, Parlamento Haberleri Müdürü Hüsamettin Çelebi’ye atmıştı!

★★★

Aksilik bu ya, şimdi de Örsan’ı, yayına zor yetiştirilen dekorun azizliği beklemekteydi!

Son dakikada stüdyoya getirilen sunucu masasının üzerindeki tutkal kurumadığı için, Örsan’ın lacivert ceketinin kolları masaya yapışıp kalmıştı!

Öymen ceketinden kurtulmaya çalışırken, kendini ekranda buldu. Yüz ifadesi şaşkınlık ve çaresizlik doluydu!

Neyse, terlemiş gibi yaparak ceketini masada bıraktı ve yayına devam etti!

Ama beklenmedik olaylar duracak gibi değildi.

Çok geçmeden oturduğu koltuğun ön iki bacağı çatır çutur sesler çıkararak kırıldı.

Neye uğradığını şaşıran Örsan, sanki oturuyormuş gibi yaparak masaya abandı ve iki bacağının üzerinde durmaya çalışarak yayına devam etti!

Neden sonra yayın sorumluları koşarak dekor bölümüne gittiler ve orada buldukları bir tabureyle, dizlerinde derman kalmayan Örsan Öymen’in oturmasını sağladılar!

★★★

Aktardığım anılar 12 Ekim 1969 günü yapılan genel seçimlerin akşamında yaşandı.

O zamanların tek kanallı TRT Televizyonu’nda çalışanlar, henüz profesyonel yayıncılığa geçilmediği için, inanılmaz zorluklar içinde görev yapıyordu. Ama mesleğine aşkla bağlı değerli bir ekibin birbirine kenetlenmesiyle çok başarılı, hatta unutulmaz yayınlara imza atılıyordu.

Kamuoyu, meslek ilkelerine sıkı sıkıya bağlı gazetecilerden oluşan TRT Haber Merkezi’nin verdiği her haberi, hiçbir kuşku duymadan doğru olarak kabul ediyordu.

“Seçim Özel” programı da, o dönemin, aşılmaz gibi görünen dev teknik engellere rağmen büyük başarıyla seyirciye ulaştırılan yayınlarından biriydi.

Özetle; o TRT’nin parası yoktu ama inandırıcılığı çoktu...

★★★

Bir de bugünün Türkiye’sine ve “haber” (!) görünümünde iktidarın sesi olmayı görev edinen  TRT’sine bakın.

Günün 24 saatinde varsa yoksa iktidar borazanlığı...

Olmaz, izin vermezler ama diyelim ki İmamoğlu duruşmalarını TRT’den canlı yayınlamaya başladılar.

Acaba gerçeğin olduğu gibi yayınlandığına inanan çıkar mı?

Ben çıkacağını hiç sanmam...

İzin verdiler diyelim, o takdirde bir TV kanalı tümüyle bu duruşmalara tahsis edilmeli ve kesintisiz, kurgusuz yayın koşulu getirilmeli...

Muhalefet, yargı tarihimize şimdiden “İmamoğlu Davası” olarak geçen bu davanın, TRT’de ve yukarıda belirttiğim formatta yayınlanmasını sağlamak için, vergileriyle bu kurumu ayakta tutan halkı arkasına almalı ve yeni bir kampanyayı başlatmalı...