Bak bir varmış bir yokmuş, eski günlerde!..

90’lı yıllar...

Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, muhalefet liderleriyle TRT’de bir açık oturuma katılıyor.

Benim yönettiğim açık oturum masasının çevresinde, TBMM’de temsil edilen siyasi partilerin liderleri; ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan ve SHP Genel Başkanı Erdal İnönü oturuyorlar.

Makyöz ışık patlamasının önüne geçmek için Demirel’in yüzündeki pudrayı tazelerken Başbakan, gülümseyen bir ifade ve güven
dolu bir ses tonuyla:

“Buyurun, Türkiye’nin sorunları tartışılıyor. Halkın önünde tartışılıyor. Olay budur,” diyor.

Diğer liderler de geri kalan dakikalarda açık oturumun nasıl seyretmesi konusundaki düşüncelerini birbirine saygılı ve nezih bir dille paylaşıyorlar.

★★★

Hatırlayacaksınız liderlerin katıldıkları son açık oturum 3 Kasım 2002 seçimlerinden önce, anketlerde en çok oyu alacakları kesinleşen iki partinin lideri AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal arasında gerçekleşmişti.

Kanal-D ekranlarından yayınladığımız “Büyük Buluşma” adlı bu tartışma programından önce her iki tarafla da görüşmüş, zihinlere takılan sorular konusunda prensip anlaşmasına varmıştık.

İlerleyen günlerde Recep Tayyip Erdoğan adına Ömer Çelik, Deniz Baykal’ı temsilen de Bülent Tanla ile temas kurmuş ve nasıl bir tartışma programı düşündüğümü kendilerine açık biçimde anlatmıştım.

Ömer Çelik ilk buluşmamızın ardından “Sizin bu programı en adil şekilde yöneteceğinizden eminiz. Bu nedenle başka bir görüşmeye gerek görmüyoruz,” demişti.

Tanla ile ise, 3-4 kez baş başa görüşmüş ancak her buluşmadan sonra Ömer Çelik’i arayarak bilgilendirmiştim.

Hatta bu görüşmelerin birinde Tanla, kendilerine torpil geçmemi ima edince, bu teklifin çok rahatsız edici olduğunu belirtip anında reddetmiş, iki tarafa da eşit ve adil bir yaklaşım sergileyeceğimi kesin bir dille ifade etmiştim.

Son olarak da yayından birkaç gün önce Deniz Baykal ile uzun bir sohbet yapmıştık.

Onca görüşmeden sonra tüm Türkiye’nin seyredeceği ve seçmenin tercihinin etkileneceği bu yayına, CHP liderinin çok hazırlıklı olması gerekirken, dersini hiç çalışmamış bir Baykal ile karşılaşmıştık.

Böylece tarihi bir ekran zaferi fırsatını heba ettiği gibi, yanlış bilgiye dayalı bir suçlaması Erdoğan tarafından yalanlanınca zor duruma da düşmüştü.

Program sona erdiğinde her iki lider de adil ve dürüst yayıncılık anlayışıma teşekkür ederek stüdyodan ayrılmışlardı.

Tahmin ettiğim gibi “Büyük Buluşma” milli maç reytingine ulaşmıştı.

★★★

O yayın Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı ilk ve son açık oturum oldu.

Nasıl olsa Deniz Baykal’ın da yardımıyla “demokrasi tramvayına” binmiş, ineceği durağa doğru ilerlemeye başlamıştı!..

★★★

Aradan 23 yıl geçti.

Geldiğimiz yeri, yaşadığımız antidemokratik uygulamaları ve CHP’nin iktidara can suyu olan yanlışlarını uzun uzun anlatmaya hiç gerek yok. Çünkü her şey hepinizin malumu!

O nedenle önceki gün internette izlediğim Süleyman Demirel’in “Buyurun, Türkiye’nin sorunları tartışılıyor. Halkın önünde tartışılıyor. Olay budur,” dediği açık oturumdaki sözleri, bana sanki bir masalda söylenmiş gibi geldi...

Yayın bandını seyrettikten sonra “Ah nerede o eski Türkiye, nerede o eski TRT” demekten kendimi alamadım.