Tarihi bir savunma...

“Bugün benim yaptığım savunma, geleceğin iddianamesidir.

Tutanağa geçen ifadem özetle şöyledir:

Bana suç isnat edilen dönemde milletvekiliydim.

Açıkladığım yolsuzluk dosyaları, görevim dolayısıyla önüme gelmiş belgeli yolsuzluk iddialarıdır. 

Belgeli bu iddialar hakkında TBMM kürsüsünde konuşmak ve milletimizi bilgilendirmek benim sadece anayasal yetkim değil, aynı zamanda anayasal sorumluluğumdur.

Bu iddialar karşında sessiz kalmam ‘Anayasal Denetim Görevimi İhmal’ suçunu oluştururdu.

Ben görevimi yaptım. Benim yaptığım konuşmalar Türkiye ekonomisinin makro dengelerini bozacak büyüklükte organize yolsuzluk iddialarıdır.

★★★

Milletvekili olduğum dönemde ortaya koyduğum Telekom, enerji, özelleştirme ve ihale yolsuzlukları sonucunda Türkiye ekonomisi tarihin en derin ve en şiddetli ekonomik krizine girmiştir.

Yürürlükteki Anayasa ve Türk Ceza Kanunu’na göre; başsavcılar, benim belgeli iddialarımı ihbar kabul edip, resen soruşturma başlatarak mevcut deliller ışığında dava açmak zorundalardı. 

Ancak başsavcılar bu yolsuzluklarla ilgili soruşturmaları yapmayarak anayasal ve yasal görevlerini ihmal etmiş, suçu gizlemiş ve bu ihmal sonucunda milli servetimiz yağmalanarak kamu zararı oluşmuştur.

Yağmalanan milli servetimizin önemli bir kısmı yurt dışına kaçırılmış ve kamu zararı kesinleşmiştir.

★★★

Üstüne benim hakkımda dava açarak anayasal denetim görevimi yerine getirmem engellenmiş, yolsuzlukların üstü örtülmüş ve kolaylaştırılmıştır.

Bu haksızlık ve hukuksuzluk karşısında gelecekte bu savunmayı okuyacak vatansever avukat, savcı ve hakimlere manevi vasiyetimi bu tutanakta yazılı olarak bırakmak istiyorum.

Milli servetimizi yağmalayan yolsuzlardan ve bu yolsuzlukların hesabını sormayarak suça iştirak eden yargı mensuplarından hukuk içerisinde en ağır hesabı sorun. 

Çalınan milli servetimizi geri alın. Bu hesap hukuk içinde öylesine ağır olsun ki bir daha kimse milli servetimizi çalmaya kalkışmasın.

Ben suçsuzum ve beraatimi
talep ediyorum.

Milli servetimizi çalan yolsuzlardan ve bunların yolsuzluğunu gizleyen yargı mensuplarından hesap sorulmasını talep ediyorum.”

★★★

Yargılandığı mahkemede bu savunmayı dile getiren kişiyi merak ettiğinizi biliyorum. O halde hemen belirteyim:

O, dünyanın saygın üniversitelerinden, Carnegie Mellon’da devlet bursuyla okuduktan sonra, yıllarca Hazine Müsteşarlığı’nda görev yaptı.

Bu süre içinde Türkiye’de Uluslararası kuruluşlar tarafından tanınan yetki belgesine sahip ilk kamu denetçilerinden biri oldu.

Dünya Bankası, IMF ve Avrupa Birliği projelerinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsilen denetimlerde bulundu.

Uluslararası denetim standartlarını Türkiye’ye o ve arkadaşları getirdi.

MASAK’ın kuruluşunda yer aldı.

O ve Hazine Müsteşarlığı’ndaki uzman arkadaşları, Yüce Divan’a giden raporları hazırladılar.

Türkiye Cumhuriyeti yakın tarihinin en önemli yolsuzluk dosyalarına imza attılar.

Daha sonra siyasete atıldı ve CHP’den 24-27. dönem milletvekili seçildi.

Sözünü ettiğim kişi Aykut Erdoğdu’dur...

Savunma onundur.

Yorum, siz değerli okurundur...