Ekrem İmamoğlu neden bu kadar çok seviliyor?..

“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun son Anadolu gezisini izlediniz mi?

Sadece Millet İttifakı partilerinden seçilen yerel yöneticilerin görev yaptığı il ve ilçeleri dolaşmadı.

İktidarın kalesi sayılabilecek yerlere de gitti.

Her yerde büyük ilgi gördü, hatta onu yakından görmek isteyenler, zaman zaman izdiham oluşturdu!

★★★

Anadolu insanının içtenlikle sergilediği sımsıcak ilgi de gösterdi ki iktidarın iş göremez hale düşürmek amacıyla karşısına çıkardığı engeller, onu itibarsızlaştıramadığı gibi, yıldızını daha da parlatıyor. 

Zira toplum onun mağdur edildiğine inanıyor ve yanında yer alıyor...

★★★

Zor duruma düşürmeyi hedefleyen yandaş kanallardaki ince kurgulu programlarda da karşısına kim çıkarılırsa çıkarılsın, kazanan hep İmamoğlu oluyor.

Çünkü müthiş bir “Q” faktörü var!

“Q” faktörünün ne olduğunu da hemen anlatayım:

★★★

İnsanın aklından geçenleri okuyacak bir cihaz, belki çok ileri bir tarihte üretilecek, belki de hiçbir zaman!..

Ama televizyon ekranı, buna en yakın buluş olma özelliğini insanlar yaşadıkça koruyacak!..

Bunu, kişisel tespit ve deneyimlerimden yola çıkarak değil, bilimsel verilere dayanarak söylüyorum:

Televizyonda konuşan bir kişinin bakışları, mimikleri ve ses tonu birleşerek, biz profesyonellerin “Q” faktörü dediğimiz özelliği oluşturur.

“Q” faktörü somut bir şey değildir, görülemez ama hissedilir.

★★★

Seyirciler ekran aracılığıyla bulundukları ortama konuk olan kişilerin gözlerinin içine bakarak, ses tonuna ve konuşma biçimine dikkat kesilerek, onun hakkında kanaat notu verirler.

Bir süre izledikten sonra “Bu kişi dürüst, içten, yapmacıksız, mert, zeki, bilgili vs.” derler ya da tam tersi bir kanıya sahip olarak; “Çok yapmacık, hiç de samimi değil, beni kandırmaya çalışıyor, içten pazarlıklı, mertlikten uzak, üstelik bomboş vs.” gibi yakıştırmalarda bulunurlar.

İşte “Q” faktörü tam da budur!..

★★★

“Q” faktörü zayıf olan bir kişi ağzıyla kuş tutsa seyirciden geçer not alamaz!..

“Q” faktörü yüksek olan ise -yanlış yapmadığı sürece- asla sınıfta kalmaz!..

★★★

Televizyon tartışmalarında soru yöneltenler, taraf olmaya başlayıp “Q” faktörü yüksek bir kişiyi sürekli köşeye sıkıştırmaya çalıştıklarında, seyirci psikolojisi hemen saldırılanın yani mağdurun yanında yer alır.

Bu nedenle ekran tartışmalarını “kızılarak seyredilen” saldıranlar değil, bilgi ve belgeyi sinirlenmeden basit cümlelerle, ama zekice paylaşanlar kazanır.

Hele bu paylaşımlar, alaya dönüşmeyen, zeka ürünü ince mizah örnekleriyle de desteklenirse, işte o tartışma hafızalara mıh gibi yerleşip kalır.

Aradan yıllar geçse bile “Lafı gediğine nasıl koymuştu ama denilerek” hatırlanır.

★★★

Altını çizerek bir kez daha belirtiyorum:

Dürüst, gayretli ve içten yöneticilere hasret kalan toplumumuzun çok sevdiği, “Q” faktörü yüksek Ekrem İmamoğlu’nun kendisi vahim yanlışlar yapmadıkça, karşısına kimi çıkarırsa çıkarsınlar kazanan hep “o” olacak...”

★★★

Okuduğunuz yazı yeni değil.

13 Ekim 2021 tarihinde bu köşede yayımlamışım.

Nitekim, yaklaşık 3 yıl sonra, 31 Mart 2024 seçimlerinde Ekrem İmamoğlu, devletin tüm olanaklarını kullanarak propaganda yapan zorlu rakibi Murat Kurum’a büyük fark attı ve oyların yüzde 51,14’ünü alarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yeniden kazandı.

Bu hatırlatmayı neden yaptığıma gelince...

Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarının tutuklandıkları operasyondan sonra yapılan kamuoyu yoklamaları gösteriyor ki; aralarında Cumhur İttifakı’na oy veren seçmenlerin de bulunduğu büyük bir toplum kesimi, İmamoğlu’nu hedef alan suçlamalara inanmıyor ve onun mağdur edildiğini düşünüyor.

Anketlerin verdiği mesajı biraz daha açarsakbu operasyonla “itibarsızlaşması” beklenirken, halkın mağdur edildiğine inandığı “Q faktörü” yüksek İmamoğlu yine kaybetmiyor!..