İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yolsuzluk ve çıkar amaçlı suç örgütü liderliği suçlamasıyla ilgili olarak basına sızdırılan emniyet sorgusunda, iddiaların gizli tanık ifadelerine dayandırıldığını okuyunca, FETÖ kumpasları sırasında yaşadığım gizli tanık terörünü hatırladım.
Bu öyle bir terördü ki korku filmlerine bile taş çıkaracak sahnelerle doluydu.
Anlatayım:
Yıl 2009...
FETÖ’cü polisler ve yargı, kumpas operasyonlarını başlatana kadar Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’i ne tanımış ne de telefonla görüşmüştüm.
Bu gerçeğe karşın Albay Çiçek, sözde “AKP ve Fethullah Gülen’i Bitirme Planı”nın düzenleyicilerinden biri olarak tutuklanınca, FETÖ tetikçisi Taraf Gazetesi, iftiraya adanmış manşeti atmaktan çekinmemişti:
“DURSUN ÇEÇEK’E UĞUR DÜNDAR SORUSU!..”
Haberle verilmek istenen mesaj çok netti:
“Tutuklanma sırası Uğur Dündar’a geliyor!..”
★★★
Bir süre sonra, FETÖ hakkında soruşturma yapan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in makamı, Erzurum Özel Yetkili Savcılarından Osman Şanal’ın görevlendirdiği bir ekip tarafından basılmış ve makam odasıyla lojmanında 6 saat süreyle arama yapılmıştı.
Neye uğradığını şaşıran ama soğukkanlılığını kaybetmeden, yapılanın suç olduğunu anlatmaya çalışan Başsavcı Cihaner, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine konulmuştu!
İlhan Cihaner’in adını da ilk kez o operasyonun yapıldığı gün duymuştum...
Böylece cadı avı bir hedefine daha ulaşmış, benim için de sayılı günler başlamıştı.
★★★
Nitekim beklediğim tezgahın kurulması gecikmedi!
Savcı Şanal’ın gizli tanıklarından (!) biri, ısrarla beni aramaya başladı!
Önce Haber Dairesi Başkanlığı’nı yaptığım Star Televizyonu’nun Ankara Bürosu’na gidip; “Uğur Dündar’la görüşmem gerekiyor. Tüm gerçekleri ona anlatacağım” dedi.
Arkadaşlar durumu iletince “Onu bize gönderenlere gitsin, bildiklerini savcılara anlatsın! Asla görüşmeyin” diyerek tuzağı bozmaya çalıştım.
★★★
Tezgah belliydi: Yanıma gelecek, biz konuşurken uzaktan bir fotoğraf çekilecek ve bu belgeyle (!) sözde “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı” dosyasına eklenecektim!..
Korku filmlerini aratmayan o süreçte gizli tanık (!) Ankara’da umduğunu bulamayınca, bu kez İstanbul’daki haber merkezimizin yetkililerini tacize başladı. Onlar da aynı şeyleri söyleyip telefonu kapatınca, sekreterime musallat oldu!
En sonunda ne oldu biliyor musunuz?
Adam Star Televizyonu’nun kapısına kadar dayandı!..
Eğer yanılıp kafamı dışarı uzatsam, aynı fotoğraf karesine sokup işimi bitirecekler ve doğruca zindana postalayacaklardı!..
★★★
Neyse ki çok geçmeden kumpas davaları için çöküş dönemi başladı.
Önce FETÖ’cü polis şefleri cezaevine gönderildi. Savcı Osman Şanal da 15 Temmuz’daki hain kalkışma sonrasında meslekten atılıp tutuklandı.
Sahte gizli tanık ise, 20 yıl hapse mahkum olduğu davada beni Erzincan dosyasına eklemek için tuzak kurduklarını ve savcı Osman Şanal’ın kendisini yönlendirdiğini itiraf etti!..
Şanal’ın güvenilir (!) gizli tanıklarından biri de FETÖ itirafçısı oldu!..
★★★
İBB Başkanı İmamoğlu’nu hiçbir belge ortaya koyamadan “duydum, işittim, söylediler” gibi soyut söylemlerle suçlayanların ifadelerini okuyunca, bu anımı paylaşmadan geçemedim.
Zira yakın geçmişten biliyoruz ki bu kişiler, yarın devran döndüğünde, bugün dile getirdiklerinin tam tersini söylerler...