Hem köşemizin okuru hem de ARENA seyircisi olan değerli (...) yazıyor:
“ARENA programı geçmişte olduğu gibi yine çarpıcı ve etkili içeriklerle yoluna devam ediyor. Size çok teşekkür ediyorum.
Ülkemizde vahim durumlar oluyor. Geçmişte de birçok yanlışlar vardı ama bu dönem her şey çığrından çıkmış halde. Çocuklar, gençler, kadınlar, hayvanlar, doğa katlediliyor ve daha neler neler, saymakla bitmiyor.…
Diğerleri gibi önceki akşam hazırlamış olduğunuz programı da izledim, inanılmaz. Her konu ayrı ayrı çok üzücü ve korkunç.
Benim içim acıyor, nasıl düzelecek, bu kabustan nasıl çıkacağız, inanın bilmiyorum.
Siz gerçek gazetecilere çok büyük iş düşüyor.
Size ve ekibinize kolay gelsin, teşekkür ediyorum...”
★★★
Bir başka değerli takipçimiz, tebrik edip cesaret vermekle yetinmiyor. Küçük yaştaki kızları fuhuş bataklığına sürükleyen seks çeteleriyle mücadelemize, taşın altına elini koyarak katkıda bulunuyor:
“Son iki programınızda üzerine gittiğiniz konuyu Türkiye genelinde bitirecek kadar bilgiye sahibim. Beni WhatsApp numaram olan (...) dan ararsanız, birlikte bu pislikleri temizleyebiliriz...”
★★★
ARENA’ya katkı vermeye hazır takipçilerimizin sayısı çığ gibi artıyor. Örneğin şu mesajda olduğu gibi;
“Uğur Bey Merhaba,
Yazılarınızı ve TV programlarınızı ilgiyle izliyorum. Sizin de dikkat çektiğiniz gibi sanal bahis çığ gibi büyüyor.
Size telekominikasyon sektöründe çalışan biri olarak bilgi vereyim: Telefonlarınıza istemediğiniz halde gelen mesajları biliyorsunuzdur. Bahis mesajları Kuzey Kıbrıs’tan yönetiliyor. Kıbrıs’ta, baronların adamı olan 3-4 kişi bu mesajlar için telefon operatörlerine (KKTCELL, Telsim) milyonlarca liralık peşin ödeme yapıp, mesaj hakkı satın alıyorlar. Biz de şirketin verdiği görev olarak bu kişilerle görüşüyoruz.
Hem Telsim hem de devletin kuruluşu olan Kuzey Kıbrıs Turkcell (KKTCELL) de yapıyor bunu. Üstelik KKTCELL ile çok daha aktif çalışıyorlar. Normalde BTHK bu işi sınırlandırmaya çalışıyor. Fakat, operatörlerin genel müdürleri ve üst yönetimleri; sırf sene sonu satış primi almak için bu işi devam ettiriyorlar ve bu kişilerle bire bir görüşebiliyorlar. Son 3-4 senede bu 2 operatörün toplu SMS cirosunu incelerseniz, sorunun cevabını bulursunuz...”
★★★
Peki, Cem Özkeskin, Gökmen Ulu, Fırat Fıstık ve Hazar Dost’tan oluşan genç bir ekiple bunca tehlikeyi göze alıp para uğruna gözünü kırpmadan cana kast eden bu çakallarla neden mücadele ediyoruz?..
Sorunun cevabı şimdi okuyacağınız bu hikayede:
“Çakalın biri aç kalınca kasabaya inmiş.
Sütçünün çanağını devirip sütü içmiş.
Fırıncının tezgâhından ekmeği kapıp yemiş, ardından bir kasabın vitrinindeki kocaman budu bir güzel mideye indirmiş.
Nihayet çakalın kokusunu alan kasabanın tüm köpekleri toplanarak, çakalı yakalamak için ardı sıra koşturmuşlar.
Böylece çakal önde, köpekler de arkada, müthiş bir kovalamaca başlamış.
Ancak bir süre sonra sütçünün köpeği yorulup, takibi bırakmış.
Sonra fırıncının köpeği de çakalı takibi bırakmak zorunda kalmış.
Kasabanın çıkışına yakın bir yerde kasabın köpeği de pes etmiş ve yorgunluktan dili bir karış dışarıda, geriye dönmüş.
Geriye kala kala bir tek demircinin köpeği kalmış!..
★★★
Amansız kovalamaca kasabanın dışındaki kırlarda ve dağın yamaçlarında devam ederken çakal dayanamayıp durmuş ve demircinin köpeğine öfkeyle seslenmiş;
“Yahu sütçünün sütünü içtim tamam, fırıncının ekmeğini yedim o da tamam, hadi kasabın etini kaptım ama buna rağmen onlar bile pes etti peşimi bıraktı da ben demirciye ne yaptım ki ayrılmıyorsun peşimden?..”
Demircinin köpeği düşünmeden cevap vermiş:
“Seni cezalandırmam için bana zarar vermen şart değil ki! Sen başkalarına zarar verdiğin için suçlusun!..”
★★★
Çakallar hep var olacaklar.
Ama onları cezalandıran adalet bekçileri de...…
O halde yaşı küçük kızları fuhuş kölesi yapan çakallara bir kez daha seslenelim:
K-U-R-U-T-A-C-A-Ğ-I-Z!..…