Müjdat Gezen ve eşinin köpek sevgisi...

Hayatımdaki en kıdemli arkadaşım, tiyatromuzun ulu çınarı Müjdat Gezen, mizah ustalığının ve büyük hocalığının yanı sıra dünyaya iyilik yapmak için gelmiş gerçek bir canlıseverdir. Değerli eşi Leyla da hayvan sevgisinde ve iyilik yapmakta ondan geri kalmaz. Evleri, sahiplendikleri köpekler için adeta bir yeryüzü cenneti gibidir.

En iyisi sözü sevgili Müjdat’a bırakayım da, o anlatsın bu sevgiyi:

★★★

“Tam karşımızdaki evin girişinde otururdu. Sabahları işe giderken ona uğrar, hatırını sorar, laflardık... Lakabı “Bitik”ti ama obezdi! Çok kilo almıştı son zamanlarda... Biz evden yazlığa geçince bir süre ayrı kaldık Bitik’le. Bir gün telefon geldi, hastalanmış, durumu iyi değilmiş. Hemen bizim yazlığın çok yakınındaki bir hastane ile görüştük. Yardımcımız özel bir araçla getirdi Bitik’i hastaneye. Yatmaktan bir yanı yara olmuştu. Aşırı kilosu nedeniyle Leyla, doktor, ben zor kaldırıyorduk zavallıyı. Benim belim zaten arızalı olduğundan, doğrusu fazlaca bir katkım da olamıyordu bu konuda... Kurtaramadık Bitik’i...

★★★

Leyla yeniden Kalamış’a götürdü onu. Bir ağacın altına gömdük. Mahallemizin maskotu, dünyalar tatlısı, can yoldaşı, artık aramızdan ayrılmıştı. Bütün sevenleri, hepimiz çok ağladık. Kimseye zararı olmayan, sevimli, şişman dostumuz bize veda etti. Kurtaramadık onu. Çok yaşlıydı, çok kiloluydu, organları yorulmuştu ve artık yaşamak istemiyor gibi bir hali vardı... Kimsenin arkasından konuşmaz, kimsenin kötülüğünü düşünmez, kimseden bir çıkar beklemezdi... Dostum, arkadaşım bize veda ederken, gözlerindeki hüzün hiç aklımdan çıkmaz. Bunca yıl geçti aradan, hâlâ onun o son bakışını anımsarım...

★★★

On yaşımdan itibaren kaç köpeğim oldu, sayısını unuttum. Şu anda üçü yanımızda. Hep birlikte mutlu bir yaşamımız var. Hiçbirinin, arkamdan konuştuğuna, bana dava açtığına, mahkeme kapılarında beni süründürdüğüne, ekmeğimle oynadığına tanık olmadım. Aramızdan ayrılanları hep sevgiyle ve saygıyla anıyorum.

★★★

Yazlık evimizin bahçesine Leyla çok anlamlı bir kabristan yaptı. Beşi orada yatıyor. Üçü ise hayatımızda, hep birlikte mutlu yaşıyoruz... Ben dost kavramı geçtiğinde hep onları anarım... Sevgiden, mutluluktan, dostluktan başka hiçbir olumsuz şey vermediler bize... Hep güvenilir, sevgi dağıtan, yüreklerini birlikte yaşadıkları insanlara sunan iyi huylu canlılar oldular...

★★★

Hayatımda hiçbir canlıya tek bir fiske vurmadım. Hele köpeklerime asla asla... Ama onları öldürmek isteyenlere aynı şeyi yapabilirim gibi geliyor bana. Çünkü savunmasızlar, anlatamıyorlar kendilerini insanoğluna. Bu son sözcüğümü geri alıyorum, çünkü onlar insanoğlu olamazlar!..

★★★

Tatlı bir hafta sonunuzu tatsız sözcüklerle bozdumsa beni bağışlayın ne olur. Ama konu canlarımız olunca ve onların canı olunca ister istemez dertleniyorum.

Yine de iyi hafta sonlarınız olsun...”