Bir süredir uçuşlarda sıklıkla uzun gecikmeler yaşanıyor.
Bu gecikmeler nedeniyle yolcular ile uçak şirketlerinin görevlileri arasında medyaya yansıyan sert tartışmalar oluyor.
Saatler boyu beklemekten bunalan yolcuların bir bölümü de öfkelerini sosyal medyadan paylaştıkları mesajlarla gösteriyorlar.
Özetle uçakla seyahat, kelimenin tam anlamıyla eziyete dönüşmüş durumda.
Bu gecikmelerin nedeni, Hava Trafik Kontrolörleri’nin bugüne kadar getirdikleri özveriye dayalı çalışma anlayışını bırakıp, özlük haklarında gereken düzenleme yapılıncaya kadar sürdürmeye karar verdikleri “inisiyatif almadan çalışma-(İAÇ)” uygulamasına geçmeleri.
Peki, nedir bu “inisiyatif almadan çalışma?”
Soruya cevap vermeden önce, sayıları 2 bini bulan Hava Trafik Kontrolörleri’nin görevlerinin ne olduğunu bilmemiz gerekiyor.
★★★
Uçuş trafiğini yönetmek gibi son derece önemli ve riskli bir sorumluluğu üstlenen Hava Trafik Kontrolörleri, işe giriş koşulları, mesleki yeterlilik sınavları, eğitim süreçleri, lisanslandırma ve sağlık kriterleri yönünden pilotlarla eşdeğer durumdalar.
Bu görevliler Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü çatısı altında istihdam edilmekle birlikte maaşlarından emeklilik primlerine, kullandıkları servislerden eğitimlerine varıncaya dek maliyetlerinin tamamı ülkemizin de üyesi olduğu, Brüksel merkezli Avrupa Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatı (EUROCONTROL) adlı kuruluş vasıtasıyla karşılanıyor.
Onları, “Bütçeye hiçbir yükleri olmadığı gibi maaşlarından kesilen vergilerle bütçeye kazanım sağlayan kamu görevlileri” olarak da tanımlayabiliriz.
Avrupa ülkelerinde hava trafik kontrolörlerinin maaşları, pilotlara denk düzeyde olup, aylık ortalama 8-10 bin Euro’yu buluyor. Ülkemizde ise “Siz memursunuz, yüksek maaşlar alamazsınız, iş barışını bozamayız” zihniyeti, hem hava trafik kontrolörlerinin hem de ülkemizin kazancına mani oluyor.
★★★
Bu anlayışa tepki olarak Hava Trafik Kontrolörleri de özlük haklarındaki sorunlar ve ülkemizin döviz kaybı konusunda kamuoyunda farkındalık oluşturmak için Uluslararası Havacılık Kuralları, Sivil Havacılık Kanunları ve diğer ulusal mevzuata harfiyen bağlı kalarak, meşru talepler yerine getirilinceye kadar “inisiyatif almadan çalışma” kararı alıyorlar.
Zira Hava Trafik Kontrolörleri yıllardır, şirketlerin yakıt sarfiyatını ve karbon emisyonunu azaltmak, yoğun dönemlerdeki kapasite üstü çalışmalardan kaynaklı aksaklıkları asgari düzeye indirmek için kendi inisiyatifleriyle risk ve sorumluluklar üstlenerek görev yapıyorlardı.
Ancak bu olağanüstü çabanın takdir edilmeyişi ve emeklerinin karşılığının verilmeyişi nedeniyle artık inisiyatif almadan çalışıyorlar.
İnisiyatif almadan çalışma (İAÇ) faaliyeti katiyen bir grev ya da iş yavaşlatma değil, Hava Trafik Kontrolörleri’nin farkındalık oluşturmak için kendi inisiyatiflerinde olan direkt rota uygulamasını askıya almaktan ve kuralları harfiyen uygulamaktan ibaret.
(VIP ve ambulans uçaklar, askeri uçuşlar, havacılık kuralları çerçevesinde acil durum deklare eden trafikler bu uygulamadan muaf tutuluyor.)
★★★
Peki, Hava Trafik Kontrolörleri’nin talepleri neler?
1-Sayıştay Başkanlığı’nın tavsiyeleri doğrultusunda hava trafik kontrolörlerinin özlük haklarının emsal ülke standartlarına çıkarılması maksadıyla havacılık tazminatı ödemelerinde kurum bünyesinde görev yapan, önem ve itibar bakımından denk meslek grubu olan pilotlarla birlikte ayrı bir klasmanda tutularak, tazminat oranlarında gerekli güncellemelerin yapılması.
Böylelikle ülkemize döviz girdisi sağlanarak, Hazine’nin gelirlerinin artırılması.
2- Zorlu işe alım şartları ve mesleki nitelikleri göz önünde bulundurularak, uzman kadrosuna denk bir statüde bulunan Hava Trafik Kontrolörlerinin ek göstergelerinin 4200’e çıkarılması. (Halihazırda ek göstergeleri asgari düzeyde.)
EUROCONTROL 2023 Yol Geçiş Ücretleri Raporu’ndaki verilerle oluşturulan tabloda görülebileceği üzere Türkiye’nin hizmet birim sayısı, 41 ülke arasında 2. sırada yer almaktadır. Birim başı maliyet bakımdan ise son sıralardadır. İlk sırada olan Fransa, yüksek milli maliyetiyle yılda yaklaşık 1.5 milyar Euro kazanırken ikinci sırada olan ülkemiz ise yalnızca 450 milyon Euro maliyet bildiriyor. Bu da ülkemizin yılda yaklaşık 1 milyar Euro kaybı anlamına geliyor.
★★★
Görüldüğü gibi havadaki trafiğin yolculara bıkkınlık veren gecikmeler olmadan devamını sağlamak çok zor değil. Üstelik yapılacak özlük hakları iyileştirmesi devlete ek mali yük getirmeyeceği gibi ülkemize döviz de kazandıracak. Yeter ki “Siz memursunuz, yüksek maaşlar alamazsınız!” zihniyeti terk edilsin.