İktidarın ülkemizin sırtına taşınamaz hale gelen sığınmacı kamburunu yükleyen ümmet anlayışına dayalı yanlış politikalarının bir yararı oldu:
Türkiye Atatürk’ü keşfetti ve özellikle gençler, onun milliyetçilik anlayışında birleşmeye başladı.
Cumhur İttifakı’nın yanlış sığınmacı politikasında ısrarı, bu milliyetçilik anlayışını kökleştirirken, Türklük bilincini de öne çıkardı.
Öyle görülüyor ki toplum, sığınmacıları ülkelerine göndermeyi taahhüt etmeyen ve bu konuda ikna edici çalışmaları ortaya koyamayan partileri iktidar yapmayacak.
Peki, nasıl gönderilecek bu 10 milyonu aşkın sığınmacı?
Onun yol ve yöntemini 35 yıldır “Vatandaşlık ve Yabancılar Hukuku” hocalığı yapan Prof. Dr. Bahadır Erdem bakın nasıl anlatıyor:
★★★
“Türkiye’nin en büyük sorunu AKP iktidarının son 12 yılda ülkeye bilinçli bir şekilde doldurduğu 10 milyonu aşkın sığınmacıdır.
Bu süre içinde Türkiye, dünyanın en yüksek sayıda sığınmacı kabul eden ülkesi haline getirilmiştir.
Herkesin merak ettiği gündemdeki soru ise şudur:
Tüm yabancılar Türkiye’den uluslararası hukuka uygun olarak gönderilebilir mi?
Evet, gönderilebilir!
Uluslararası hukuka ve insan haklarına uygun olarak tüm sığınmacıları ülkemizden geri yollayabiliriz.
Dünya da bunu kabul etmek zorundadır. Bu konuda kimseyi dinlemek zorunda değiliz.
Bunun için sırasıyla şu adımlar atılacak:
★★★
1- Cumhurbaşkanı tarafından ülkeye kabul edilen Suriyeli geçici sığınmacılara ilk olarak Ekim 2011 tarihinde verilen “geçici sığınmacı hakkı” kaldırılacak.
Böylece Suriyeli geçici sığınmacılar Cumhurbaşkanı’nın kaldırma kararı ile o tarihten itibaren Türkiye’de “kaçak olarak bulunan yabancı” konumuna gelecek.
2- Ülkesinden kaçan Suriye vatandaşlarına her yıl af çıkaran Beşar Esat ile görüşülerek -çıkardığı aflarda ilan ettiği gibi- geri göndereceğimiz Suriyelilere işkence ya da başka hiçbir insanlık dışı, kötü muamele yapılmayacağına dair güvenceler alındıktan sonra Türk hükümeti tarafından belirli bir plan ve program dahilinde Suriye’ye geri gönderilecek.
3- Geri gönderme plan ve programının ekonomik boyutunun paylaşılması için de Suriye savaşının baş sorumlusu ABD ve AB ile çeşitli görüşme ve anlaşmalar yapılacak. Bu ülkeler beş kuruş vermese dahi, 15 seneye yaklaşan süreçte Suriyelilere harcadığımız milyar dolarlar ve ülkenin içinde bulunduğu büyük tehlike düşünüldüğünde bu insanları ülkelerine geri göndermenin parasal maliyetine Türkiye, rahatlıkla katlanabilir. Katlanmak zorundadır.
4- Esat’ın çıkardığı ve ilan ettiği af kanunları Türkiye’nin bu insanların “geçici sığınmacı hakkını kaldırması ve ülkelerine geri göndermesi” için uluslararası hukuk ve insan hakları bakımından yeterli hukuki gerekçelerdir.
5- Afganlar başta olmak üzere diğer Orta Doğu ve Afrika ülkelerinden kaçak olarak Türkiye’ye gelen tüm yabancılar ise derhal ülkeden sınır dışı edilmek zorundadır.
Hiçbir devlet, ülkesine kaçak giren yabancıyı topraklarında tutmaz. Derhal sınır dışı eder. Bu her devletin ülkesi üzerinde sahip olduğu münhasır haklarından biridir.
★★★
Nitekim hiçbir Türk vatandaşını AB ülkeleri, ABD ve diğer devletler, vize almadan ülkelerine sokmazlar.
2023 yılında Avrupa Birliği, 200 bin Türk vatandaşına vize vermedi. Görünen o ki yakında yeşil pasaporta da vize uygulayacaklar. Bunun sebebi Türkiye’nin dünyadaki en büyük sığınmacı yuvası haline gelmesidir.
Özetle;
Sınır namustur…
Yukarıdaki maddeler uluslararası hukuka ve insan haklarına uygundur. Bunların hayata geçirilmesi için eksik olan tek şey iktidardaki irade ve niyettir…
AKP’nin yaptığı Türkiye’ye ihanettir…”
★★★
Yazımızın başına dönersek; görünen o ki toplum, sığınmacıları ülkelerine göndermeyi taahhüt etmeyen ve bu konuda ikna edici çalışmaları ortaya koyamayan partileri iktidar yapmayacak.