Yılbaşı ekranı!..

Yılbaşı gecesi, televizyon ekranlarına bakarken, geçmişte her yılbaşında yapılan ve haftalarca süren “Dansöz çıksın mı, çıkmasın mı” tartışmalarını hatırladım.

Sadece dansöz değildi tartışılan. Çok garip kararlar alınır ve ısrarla uygulanırdı.

★★★

Örneğin tek kanaldan siyah beyaz yayın yapan TRT Televizyonu'nda hava raporunu okuyan spiker arkadaşımız Ersin İmer, bir akşam birdenbire bastıran soğuklar nedeniyle, birçok yerde don olayı yaşanacağını bildirerek seyircileri uyarmak istemiş ve bülteni “Donsuz geceler sayın seyirciler” diyerek bitirmişti.

Vay sen misin bunu diyen! Aslında gülüp geçilmesi gereken bu dilekte “don” sözcüğünü “külot” olarak yorumlayanlar TRT'yi telefon yağmuruna tutmuşlar ve ortalığı ayağa kaldırmışlardı.

Ersin İmer önce açığa alınmış, bir süre sonra da TRT'den uzaklaştırılmıştı.

Bir kesimin acımasız linç kampanyasına hedef olan talihsiz spiker, üzüntüsünden felç geçirip genç yaşta vefat etmişti.

★★★

1971 faşizminin karanlık günlerinin birinde İstanbul'da bir eve baskın düzenlenmişti. Ancak içeriye giren askerler, evde kimseyi bulamamışlardı.

Ocakta kaynayan çaydanlıktan, dumanı hala tüten izmaritlerden, evdekilerin birkaç dakika önce kaçtıkları anlaşılmıştı. Açık unutulan radyoda ise “Uçun Kuşlar Uçun, İzmir'e Doğru” türküsü çalıyordu.

Operasyonu yapanlar “Demek ki TRT'deki komünistler, bu türküyle terörist arkadaşlarına İzmir'e kaçın mesajını veriyorlar” diye düşünerek operasyonu İzmir'e yönlendirmişler ve türkünün TRT'de yayınlanmasını da yasaklamışlardı!

★★★

Acımasız sansürden nasibini alan sanatçılardan biri de, tiyatromuzun ulu çınarı, büyük mizah ustası Müjdat Gezen'di.

Gezen o sırada İş Bankası için “Ortaoyunu” adlı bir belgesel yapmış, banka da eseri TRT'ye hediye etmişti. Fakat film denetime takılmıştı. Bunun üzerine Gezen, belgeseli yasaklayan kadın denetçiyi arayıp yasağın nedenini sormuştu.

Aralarında geçen diyalog şöyleydi:

“Ortaoyunu adlı belgeselimizi denetimden geçirmeyişinizin nedenini öğrenmek istedim de!..”

-Müjdat Bey, lütfen yanlış anlamayın ama oradaki külhanbeyi “Heeyyyytttt anam! Var mı bana yan bakan!..” diye bağırıyor.

“Hemen düzeltiriz efendim!..”

-Nasıl yani? Ne yapacaksınız?

“Külhanbeyi şöyle konuştururuz: Anne, anne, bana biri kötü kötü bakmak istiyor!..”

-Ama külhanbeyi öyle
konuşur mu? O zaman külhanbeyi olmaz ki!..

“İyi ya hanımefendi, biz de geleneksel tiyatromuzun ortaoyunundaki tarihi külhanbeyi tipini yıllardır konuştuğu gibi canlandırıyoruz. Yeni bir konuşma şekli getirmedik ki!..”

Bu konuşmanın ardından gerçek kabul edildi ve belgesel kesilip biçilmeden ekrana getirildi. (Gökmen Ulu'nun, SÖZCÜ Kitabevi'nce yayımlanan “Bir Kar Tanesinin Çığa Dönüşümü-Müjdat Gezen kitabından.)

★★★

O yıllarda gerçekten çok sıkı bir denetim vardı.

Ama Müjdat Gezen'in yaşadığı olaydakine benzer girişimlerle bu denetim bir şekilde aşılır, iktidar muhalifi isimler ve gerçekler seyircilerle buluşturulurdu.

Günümüzün TRT'sinde böyle bir uygulama yok!

Denetime gerek de yok!

Zira AKP muhaliflerinin bırakın ekrana çıkmalarını, TRT kapısından içeri adım atmalarına bile asla izin yok!..